Perşembe, Mart 24, 2016

Polis ve Halk elele bütün güclükleri asabilir!

Ah keske Türk Polisi ve Halk onlari kendi cikarlari icin kiskirtanlara inat videodaki gibi hergünü elele bayrama cevirseler.

#UyanmaVakti

Perşembe, Nisan 09, 2015

Bir kere Aday Adayi olabilmenin cazibesi!

Önceden bildigim halde bende Aday O LA MA DIM fakat denedim, ya olursa diye ...

 

Demekki Ulu Tengri istemezsede olmuyormus!


Ne aday, nede milletvekili olamamanin verdigi eziklik...



Ahh Partiden ayrilip, Vahhh Partiye gecmeyi düsünüyorum, Kamuoyuna saygiyla duyurulur!


Çarşamba, Ekim 01, 2014

ZAMANIN RUHU - O tempora o mores!


Bu Zamanin RUHU sizin olsun, ben bu zihniyeti sevmiyor ve istemiyorum.

  •  Zamanin Ruhu yada Zihniyeti denilen seyde aradim aradim fakat.. ne zerre kadar RUH nede ZIHNIYET bulabildim.
  • Zamanin ruhu dünyada cahillerin cogaldigini görmeden anlanamaz.
  • En cok sahte laflarla sahte felsefenin alkis aldigi bir zamanda kimse hakikati ne dinler ne bilmek ister. Yasadigimiz zamanin zihniyeti.
  •  Eski kafa ne kadar hatirlatsada, yeni kafa zamanin ruhuna uyabilmek icin rezil olmayi bile göze alir.
  • Eskiden CEBIME koyuver diyenler simdi CEBINI ver diyorlar. Zamanin Ruhu ve Cep Telefonu
  • Bir Dolarin bir Gülümsemeden daha cok deger verildigi zamaninizin ruhuda zamanida sizin olsun.
  • Zamanin ruhunun arkasinda kosa kosa ruhunuzdan oldunuz.
  • Rengarenk elbiseleriyle dünyaya meydan okuyan o efsane cicek cocuklari bile soldu gitti, siz ne kadar olabilirsinizki? 


Dedem zamaninda: Sedir
Babam zamaninda: Koltuk takimi
Simdi: Ikea

Dedem zamaninda: Gübre 
Babam Zamaninda : Kimyasal Gübre
Simdi: Gen teknoloji, gübrenin sonu

Dedem zamaninda: Sade kahve, Salep, Raki
Babam Zamaninda : Espresso, Cappucino, Bira
Simdi: Starbucks ve ne olursa olsun, bizden olmasin

Dedem zamaninda: Su, limonata
Babam Zamaninda : Meysu, gazoz
Simdi: Cola, Redbull

Dedemin zamaninda: Cin peri korkusu
Babamin zamaninda : Hükümet korkusu
Simdi: Gelecek korkusu

Dedem zamaninda: Davet, Muhabbet
Babam Zamaninda : Davet, Muhabbet
Simdi: Facebook, Twitter, SMS, Whatsup - Kissadan hisse : Bos yere gevezelik


Vs. saymakla bitmezki..

Ahcinin, sarkicinin devlet islerine el attigi ülkelerde ne yemek pisirilir nede devlet olur. Meclis sahne milletvekilleride artist olur.






Pazar, Ağustos 10, 2014

ATAM İZİNDEYİZ !... İZİN BİTSİN HASTANEDEN RAPOR ALACAĞIZ...

SENELERDIR Atam Izindeyiz diyen ve yan gelip yatmakla cumhuriyet cocuklari oldugunu sanan, sosyal medya gevezelikleriyle devrim yaptigini sanan cakma Atatürkcülere 10 Agustos 2014 hediyem. Buyrun, Aziz Nesin'in sizin icin  ta 1968 de özel tasarladigi küpelerinizi takin. Siz üstünde yürümesini bile beceremiyeceginiz o izi aramaktan bu küpeleri takmaya vakit bulamamissiniz, buyrun simdi takin..
Ey sizi gidi Atatürkcüler... ey... Günaydiniz, bakin günes batti bile.
 
Önce Aziz Nesin'i sonrada burayi okuyun, hatirlayin.
 
Çarşamba, Eylül 02, 2009: "Atatürk yasasaydi, bizim Internetteki üzülmemize ve bu halimize ne derdi?"  
 
 
A   T   A   M      İ   Z   İ   N   D   E   Y   İ   Z  !

Atam hala yaşıyorsak; edepsizlik sayesinde.!
Altı oku soruyorsan, politika dehlizinde.!
Hele partin senden sonra, devrimlerin tavizinde.!
Vasf edeyim halimizi, kalemime ver izin de.!
 
Yobazlarla, gericiler, onlar bizden daha zinde.!
“Atom, atom..” derler ama, bir adınız var sizinde
Halkçılıkla, Devletçilik; Anlatamam, çok hazin de..
Çoktan beri sahteciler, ağır çeker, her vezinde.!
Tek umut var, o da yalnız, Amerikan dövizinde.!
 
Sorma atam halimizi, hal mi kaldı anlatacak..
İşte geldik dizindeyiz.!
Yata yata çok yorulduk, tatil yaptık, izindeyiz.!
Sanayi de henüz daha, Cafer için lazım diye,
Amerikan bezindeyiz.!
Geçeceğiz Avrupa’yı, ama şimdi izindeyiz.!
 
Hocamız var, hacımız var,
Uçan kuşa borcumuz var,
El oğlunun ağzındayız.!
Ama bizi zor bulurlar,
Bahar, yaz, kış izindeyiz.
 
Evet, doğru söylemişsin;
“Türk Milleti çalışkandır.!”
Biz de senin izindeyiz.!
Dinlenmekten yorulduk da,
Onun için izindeyiz.!
 
Zinde kuvvet diye söz var,
Kimse bilmez adresini,
Ah izindeyiz.. Vah izindeyiz.!
Bu gün değil, bu yıl değil,
Çoktan beri izindeyiz.!
 
İlerledik atam öyle,
Şimdi görsen tanımazsın;
Amerikan tarzındayız.!
Ararsan da bulamazsın,
Otuz yıldır izindeyiz.!
 
Aziz NESİN

Perşembe, Haziran 19, 2014

Nasıl geçti habersiz, o güzelim cumhuriyet yıllarımız?


Hani o saçlarına taç yaptığım çiçekler
Hani o güzel gözlü ceylanların pınarı
Hani kuşlar ağaçlar binbir renkli çiçekler
Nasıl yakalamıştık saçlarından baharı, kapmıştık cumhuriyeti, hürriyeti?


 
Hep öyle kalacak sandık, yanıldık ve şimdide aptalca çaldırdık... Artık hatıralarıyla yaşamayı öğrenecegiz.

Çarşamba, Mart 26, 2014

Mustafa Kemal Atatürk - İstiklal Marşı - Türkiye Mart 2014



İstiklâl Marşı 

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal,
Hakkıdır, Hak’ka tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım;
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar.
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın!
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana vaadettiği günler Hak’kın;
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı;
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden ilahi, şudur ancak emeli;
Değmesin mabedimin göğsüne na-mahrem eli!
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli

O zaman vecdile bin secde eder varsa taşım;
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerret gibi yerden naşım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal;
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal!
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hak’ka tapan milletimin istiklal!

Çarşamba, Mart 05, 2014

İşte Başbakan’ın oturacağım dediği ‘Ak Saray’la ilgili devlet raporu

Aklima gelenler.

Eski Romanya Lideri Nicolae Ceaușescu'da avrupanin en büyük, dünyanin ikinci büyük binasi simdiki Bükres parlamentosu olarak kullanilan eski"Casa Poporului"'nin acilisini yapmis, icinde hanimi Elena Ceaușescu'yla beraber gururla ve ellerini kollarini sallayarak gezinmisti.

Biz insanlar hakikaten ilginc varliklariz, tarih hep tekrarlandigi halde hic ders almiyoruz.

Haberin Kaynagi ODATV: İşte Başbakan’ın oturacağım dediği ‘Ak Saray’la ilgili devlet raporu

Pazar, Şubat 16, 2014

Türk siyaseti Rus Ruleti oynuyor. Millet hala Twitterde oyalanarak, Internet devrimi cabasinda.

Eger Erdogan bu secimlerde hala yeterli oy alabilirse, Dünya siyaset elitleri onu tekrar candan selamlarlar. Tayyip bey ve AKP  Gezi eylemlerinden beri son enerjileriyle özel final oyununu oynuyorlar, ya kazanacaklar, ya kazanacaklar baska lüksleri yok. Böyle bir Kaybetmenin bedelini allah kimseye ödetmesin cünkü ayni Rus Ruletinde barinan tehlike onlarin gündemde  kalma sansini  azaltiyor ve sonucu hem Türkiye  hemde politikacilar icin korkunc olabilir.

Bir millet kendini asagilayan, gururunu ayaklar altinda cigneyen, devamli emirvaki tavri olan bir hükümete tekrar evet derse, bu ilginc durum bazilarinin isine yarar, beklerler ne olacak diye. 30 Mart normal bir secim degil, o daha cok Türk milletinin dünya önünde yaptigi bir gurur, haysiyet imtihani olacak; bakalim gececekmiyiz, yoksa siniftami kalacagiz.

Eger oylar yetmezse, yeni elbiseler giymis, degisik ve daha yumusak bir üslupla isine baslayan, hedefi halkin iradesini uyusturarak yönlendirmek olan ikinci bir Erdogan hazirlanir ve yola devam edilir.

Olan Türk milletine olur. Türk politikacilari Saddam Sendromundan, Millette Stockholm Sendromundan kurtulmadikca bu Sistem devam eder ve icinde "a" harfi olan küfürler eden siyasetcilere yol actigiyla kalmaz, yeni bir kukla Osmanli(cik) devleti kurar, üstüne birde oyuncak Halife dogurur.

Tayyip Erdogan beyin aniden degisen fikirleri ve konusmalari bana eski Alman Basbakani Konrad Adenauer'in meshur bir cümlesini hatirlatti.  Birgün mecliste "Fakat dün söyle demistiniz" diyen milletveillerine: "Dünkü lakirdim bugün umurumda bile degil" demis.

Saygilarimla
Tedora

Salı, Ağustos 21, 2012

Diyarbakir, Van, Hatay, Gaziantep tarafina yurt disi ziyaretine kim vizesiz gidebilecek?


Bunu yazarken, icim kan agladi fakat son günlerde hemen hemen milyonlarca vatandasimin yaptigi gibi, internette sehitlerimize rahmet olsun cigliklari atip, hakikatleri görmemezlikten gelemezdim.

Hakkettik bu günleri, hemde bal gibi. Kendisine olan saygisini kaybeden milletlerin sinirlari yeniden cizilir. Tarih bunu ispat eder. Insallah ben yanilirim ve milletce gecmis olsun, iyi atlattik deriz.

Yani özet olarak:
Israil Vizesi olanlara Müjde" . Urfa, Diyarbakir, Van, Hatay, Gaziantep tarafina yurt disi ziyaretiniz problemsiz ve cok kolay olacak.






Çarşamba 20 Ekim 2010 - - Rüya: Kan gölünden füze gibi firlayan Ay ve Davud yildizli Ucaklar gördüm. Kanla boyanmis, kipkirmiziydilar. 7 tanesi arizaliydi. 29111274


 


Çarşamba, Eylül 02, 2009 - Atatürk yasasaydi, bizim Internetteki üzülmemize ve bu halimize ne derdi?

 


Çarşamba, Nisan 29, 2009- Benim görüşümle Türkiyenin hakiki durumu ve benim yorumlarım



Cumartesi, Ağustos 28, 2010 - Salya Sümük ağlayarak 2010 senesinde "Atam nerdesin" diyen Türk Milletine..


Çarşamba, Nisan 22, 2009 - Dün Rüyamda 127 Kanlar icinde insan gördüm - Antalya, Hatay, Konya,Isparta, Denizli ve Urfa haritada yoktu.


 


Perşembe, Kasım 29, 2007 - Birkac politika, facia meditasyon ön bilgisi- 2007 sonlari ve 2008 den itibaren. - Erdogan ve Gülün fikir degisikligi

 


Cuma, Nisan 17, 2009 - Ergenekon Treni son durağa geldimi? Lütfen herkes insin..

 


 

Pazar, Ağustos 07, 2011

Yaşam Koçu, yaşam koçluğu, bu saçma kelimelerde nerden çıktı kardeşim?

Yaşam Koçluğunuda nereden ve kimler çıkardıklar?

Son haftalarda bazi türk müşterilerim bana "Tedora, senin işine türkiyede yaşam koçu deniyor" dediler.

Düşündüm, taşındım, bu saçmalık acaba kimin aklına geldi diye.. allah aşkına söyleyin bana.. Türkcede  ingilizce Coach yerine kullanilabilecek hiç başka kelime bulamadınızmıda o komik kelimeyi karşılık olarak seçtiniz.? Madem öyle istediniz, neden Koç , neden Koğç olmadi? Madem öyle olsun istediniz, Koğç  olsaydi baride, hem kulağa  daha bir hoş gelirdi, hemde orjinalina yani Coach'a daha çok uyardı.

Kamuoyuna duyurulur:

Ben Tedora, ne Yaşam Koçuyum, nede Yaşam Koğçu. Yalnız ve yalnız, size ve problemlerinize rehberlik, kılavuzluk eden, sizinle beraber onlara çözüm bulmanızda yol göstericilik yapan bir yaşam yada hayat rehberi, kılavuzu yada sadece bir danisman olabilirim.. Lütfen benim işime bundan sonra "ha, senin yaptığın işe türkçede Yaşam Koçluğu denir" demeyinde, ne derseniz deyin. Saygılar, sevgiler, teşekkürler ve birde bir gülümseme ;-)

Tedora - Türk Yaşam rehberi,Yaşam Kılavuzu, Türk Spiritüel Danisman - Coach - Isviçre

Cumartesi, Aralık 11, 2010

HAYAT




HAYAT NEDİR?

İnsanların doğduktan sonra ölecekleri gün arasındaki zamana Hayat denilebilir. Aynı bir doktorun muayenehanesinde sırasını beklemek gibi, doğar doğmaz o son günü beklemek mecburiyetindeyiz. Tabi ki intiharlar, cinayetlerle o son gün daha öne alınabilir, fakat çoğumuzun elinden beklemekten baska bir şey gelmez..

Bu hayat denilen zaman süresini insanlar değişik geçirirler... Birine tembel denir, diğeri çalışkan olur, akıllı, akılsız, azimli azimsiz, hırslı, hırssız, namuslu namussuz, başarılı, başarısız falan felan filan. Eninde sonunda o gün damgasını vurur vurmaz hepsi ayni seviyede boyun eğer, bu tabiatın degişmeyen kanununa...

Onun için ben bu iki nokta arasındaki hayat denilen zamanın, herkesin kendine en güzel yönden ve en çok haz veren şeylerle geçirmesinin daha elverişli olduğuna inanıyorum. Bu arada tabii ki insan inançlarla da bu vakti gecirebilir yada başka şeylerle...

Fakat hiç değişmeyen şey şudur: Doğum ila ölüm arasında ne yaparsan yap, aslında sıranı bekliyorsundur...

Bundan başka mantıklı bir anlam yalnız ideolojilerde bulunur, onlara da mantık değil, yalnız kayıtsız şartsiz inanç gereklidir...



Hoşçakalın... 2011 de sevgi ve sulh icinde tekrar görüsmek üzere, sizleri 2010 senesinde en küçük oğlumun benim için bestelediği eseriyle son defa selamlıyorum.


The Orient from Constantin Vohs on Myspace.

Pazartesi, Eylül 06, 2010

12 Eylül Referandum sonucu Evetmi, Hayırmı olacak?

Bu Yorum benim Türkiye ile ilgili son yorumum.. Bir daha bu konu hakkında tek satır, tek yorum yapmayacağim..

Çok yoruldum, çok üzüldüm, çok ağladım ve bu gece yalnız bu konuya konzentre olmaya karar verdim. Bir spiritüel yorumcu yalnız kendisine ilham olan hisleriyle yorum yapmalı, ilgilendiği konularda özel duygusallığına katiyen yer vermemeli.. Ben danısmanlık yaptığım zaman bu duyguları tamamen konudan çekme tekniğiyle en basarılı sonuclari alıyorum..

Ben malesef Türkiye ilgili konularda 2006dan beri çok duygulandım, çok duygusal ve mantıken doğru satırlarda yazdım, Öcalanin serbest bırakılacağı, Türbanın Cübbe, Sariğıda yaninda getireceğı , Saddamın asılmasından sonra otonom bir Kürt devletinin ve Türk politikacıların elele çalışacakları , Türk askerinin Iraka gireceği, türkiyenin Israile Irana karsi yardim edeceğini, Bazi Türk devlet adamlarının aynı Saddamın yaptığı hatayi tekrarladiklari gibi konular hakkında ne kadarda daha çok almanca yorumlar yaptimsada, spiritüel bir kişi olarakta büyük bir hata yaptığımdan eminim. Iyiki yunanistanla ilgili rüyam daha hiç bir olayla desteklenmedi.. İskeçe, Dedeağac ve Gümülcine Şehir giriş Levhalarının Türkce yazılı ve Alexandropolis, Xanthi, Komotini Levhalarının yerde olmasıyla ilgili bir rüya idi.

Okurlarimdan Özür dilerim..

Bugece bütün çabamla özel duygularımı kendime yasak etmeye çalıstım ve son bir meditasyona girdim. Sonuç olarak şu ortaya cıktı.

Türkiye halkının geçerli  HAKIKI cevabı HAYIR olacak.

Türkiye ve türkiyede yaşayan Vatandaşlarıma, yani tüm Türk Milletine sonsuz mutluluklar diliyorum...

NOT: Beni biraz taniyan vatandaşlarım bilirlerki, ben en üzgün zamanımda bile yasam sevgimi korumak için kendime devamlı bir sevinecek, gülümsetecek sey bulurumki, üzüntüm beni kontrol edemesin.. Onun icin size birde kendi yazdığaım fıkrayi sunmak istiyorum. Hayat çemberi hep dönüyor,bizler dursakta dönüyor, onun için imkan olursa her gülümseyebildigimiz an, bir kazançtır diyorum.

Karagözle Hacivat

Pazar, Ağustos 22, 2010

Ey Türkiye Halki- Geçti Bor'un Pazarı, Sür Eşeği Niğde'ye

Allah Baba Türk halkinin her üzüntüsüne birde Arabesk vermis, hic merak etmeyin, dayaniriz.. Biz her üzüntüye eglene eglene dayanmasini bilen tek milletiz. Masallah bize, Nazar degmesin! Gitsin Fazil Saylar, Gitsin Atatürkden kalanlar.. Pazar zaten bitmis, Asker bile bitmis, daha ne ola...

Geçti Bor'un Pazarı, Sür Eşeği Niğde'ye
Siir: Namdar Rahmi Karatay
Konusan: Ahmet Selçuk İlkan



Ve perde indi inecek. Esen kalin!


Soru: TSK Websayfasindaki Marş Müzigi ve bazi fotograflar ayni gündemi, yoksa arka arkaya yavas yavasmi kalkacak?



1

2

Çarşamba, Haziran 23, 2010

Medyada gösterilen Şehit Videolarının Introsundaki Reklamların Fiatları Acaba Ne Kadar?

Sayin ve degerli blog misafirlerim,

Yine kalplerimiz kan agliyor, yine anneler yavrularini gözyaslariyla geri dönmeyen yolculuga ugurladilar, yine gencecik insanlar tabutlarda.. Yine türkiye agliyor ve sevgili türkiye medyamiz bizlere o üzüntülü haberleri sicak sicak sunuyor.. Tabiiki medyada üzülüyor, onlarda en önce herkes gibi bir insan.. Bütün yazarlar birden bu konuda ayni fikirde oluyorlar, ne güzel bir sey.... Hepsi bize o aglanilacak, kalpler yakacak Resimleri ve Videolari göstererek durumun ne kadar aci hele hele ne kadar CIDDI oldugunu ta oturma odamiza, yazi masamiza, computerimize getirerek, hepsini bize CANLI gösteriyor.

VIDEO: TÜRKİYE SİZE MİNNETTARDIR


Sagolsunlar, varolsunlar.. Ben bu videoyu seyrederken icim ciz ciz yandi.. Benim yavrularimin bugün bana anne demelerinin dünyanin en güzel seyi oldugunu bir defa daha ögretti.. O yikilan annelerin gözyaslarinin ve acilarinin hayalini bile etmek istemiyorum.. Dayanamam saniyorum, ben onlar kadar kuvvetli degilim.. Garanti degilim ve olmakta istemiyorum...

Bütün gecmisteki, yeni ve yakin gelecekteki sehitlerimizin topraklari bol olsun ve annelerine bu acilara dayandirabilecek kuvvet ve sabirlar diliyorum.

Yeni Konu:

Sayin türkiye medya yapimcilari ve reklam isleri müdürleri!

Bu 17 yasindaki, geneceik dünyadan koparilan sehit kizimiz ve arkadaslarinin sehitlik Videosunu seyrederken size sormak istedigim bir sey cok ilgimi cekti.. Hani o video baslamadan önce herkesin seyretmeye mecbur oldugu o reklam filimleri varya? Ha, iste onlar hakkinda.. Sehit videosunun introsunda ilginc bir zayiflama ilacinin reklamini sundunuz.. Acaba o ilaci kullananlar cidden zayifliyorlarmi? Garanti simdi bütün sehit analari, babalari ve akrabalari üzüntüden, yiyip icip cok sismanliyacaklar ve iyiki bunuda düsündünüz ve hemen ilacinida sundunuz. Dogru, sismanlik sagliga cok zararli.. Insanin cocugu sehit olsa bile, sagligina dikkat etmesi tabiiki bu modern zamanlarda cok lazim..

Size bir sorum daha var.. Öyle cok kisinin izledigi Videolardaki reklam fiatlari acaba ne kadar? Benim gibi spirituel danismanlikla biraz para kazanmak isteyenler o parayi verebilirmi acaba? Eger cok pahali degilse ben düsündüm tasindim ve orada bir reklam vermeye karar verdim.. Benim senelerdir kafami kurcalayan konular hakkindaki yorumlarimi türkiyede daha cok insanlara okutmayi saglamak icin, orada bir reklamin faydali olcagini saniyorum.

Fakat, acelesi yok, cünkü ben yakin gelecekteki yeni sehitlerimizin cenaze törenini gösterecek videonun introsunda reklamimin sunulmasini istiyorumda ondan. Lütfen bana yalniz bu videolar icin gecerli fiat listenizi gönderebilirmisiniz? Cok rica ediyorum ve hepinize hayirli isler diliyorum, nice nice sehit videolari ve intro reklamlari sizin olsun.. Sagolun, varolun, sayin türk medyasi ve reklam müdürleri.


Bambaska bir Konu, esasinda bir soru:

Cogu insanlar ayni konuda tamamen ZIT, tamamen degisik düsünürler...

Mesela:

- Bazilari "Sehitler ölmez, vatan bölünmez" derer, "yine olan o gencecik cocuklara oldu" diyenlerle devamli kavga ederler.

- Bazilarida "Hem Sehitler ölür, hem vatan bölünür ve ne güzelde para getirir" der, beraber is yemegi yerler..

- Ben? Bu konuda tamamen susmak istiyorum, fakat beceremiyorum...

Siz ne diyorsunuz?

Cuma, Mayıs 21, 2010

Dün Rüyamda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Gördüm

Dün Rüyamda türkiye Basbakani Recep Tayyip Erdogan'i gördüm. Bana bir kahve ismarladi ve cok sefkatle bakti. Cok üzgün ve yorgun oldugu belliydi. Benim biraz tedirgin oldugumu görünce, gülümseyerek bana su sekilde konustu:

-korkmayin, sevgili vatandasim.. Türkiyemiz hepimizin.. Bende sizin gibi bu topraklarin cocuguyum ve ülkemi en az sizin kadar seviyorum.. Isimiz cok zor, biraz daha sabredin, biraz daha bize güvenin ve göreceksiniz, türkiyedeki insanlarin huzur icinde yasamalari icin elimizden geleni yapacagiz.. Su andaki sert hallerim benimde hosuma gitmiyor fakat o bizi lanetliyenlerin yüksek sesleri beni buna mecbur ediyor.. Inanin ben bunlari istemiyorum, fakat türkiyenin cagdas ve cok kültürlü bir ülke olarak kalmasi icin, sevilmemeyi bile göze aldim. Ben müslümanim fakat bizi kullanip radikal dindar olan insanlar bizim anlattiklarimizi anlamayan insanlardir buna inanin.. Onun icin kendimizi tanitmak icin cok zorluk cekiyoruz ve bu durum bizi cok üzüyor. Bizim aramizdada bizi tam anlamayan kisa görüslüler var.. Lütfen onlara bakip benim gibi hem dinini hemde vatanini sevenleri yanlis degerlendirip bize haksizlik yapmayin..

Basbakan Tayyip Erdogan ve Emine hanim bana hatira olarak nazar boncuklarindan yapilmis bir türkiye haritasi verdiler. Ikiside rüyamda hem samimi hemde sempatiklerdi.. Hatte AKP ve insanlik özgürlügünü kullanmak isteyen ve baslarini örten hanimlarda dahil, bütün yazdigim elestirilerimi hatirlayip cok utandim.

Yinede, hic bir elestirimi silmeyecegim.. Genis görüslü insanlar görüslerini kuvvetli argümanlar karsisinda degitirebilirler, ve utanmadanda bir güne kadar en cok kabul edebildigi eski görüslerininde arkasinda dimdik dururlar. Eskiyi silmekle yeni görüsün degeri katiyen artmaz! Esasinda bunun tem tersi olabileceginden cok eminim, cünkü bir kisinin bir ana kadar bir ayip olarak kabul etmedigi bir seyi sonradan ayip olarak kapatmaya ugrasmasida pek inandirmaz.. Onun icin, benim Laiklik anlayisimi simdi daha iyi ve bütün insanlarin haklarini korumanin cok gerekli oldugunu belki gecte olsa yinede daha iyi anlayarak, dört dörtlük bir Laik olmaninda öyle kolay olmadigini anladim. Laiklik zorla kabul ettirilirse zaten laikliklten cikar ve insanlarin haklari yenir. Bütün gücümle bütün vatandaslarimi anlayip ona göre yorumlarimi yapacagimki, iste o zaman belki tam bir Laik ve genis düsünceli kisi olabilirim diye.

Bu rüyamda benim icin cok mühim bir sey ögrendim. Fanatik fanatik diye kizdigimiz insanlara fanatik olarak yaklasdigimiz müddet biz onlardan saha anlayisli ve daha az fanatik olamayiz. Insanlar ya hamile olur yada hamile olmaz.. Biraz hamilelik olmadigi gibi, biraz fanatiklikte imkansiz yoktur. Bir gruba yada bir partiye üye olan insanlarida hepsi ayni derken iyi düsünmeliyiz.. Cünkü hepsi bir olamaz ve dünyada hic bir kisi yalniz kötü olmayi beceremez. Ben bu rüyamdan kuvvet aldim ve türkiyenin bu problemlerin icinden cikip güzel bir gelecegi oldugundan eminim.

Güzel vatanimiz icin hepberaber elele verelim, kardesce birbirimizi en önce iyi dinlemeyi ögrenelim. Kavgayla, yüksek sesle yalniz yanlis anlasmalar olur, hepimizi üzer. Bünyada kimse yapayalniz kavga edemez.. Bir Kavgaya dahil olmakla herkes biraz suclanir.. Kavga icinde ben suczus kavga edenim denilebilinmez. Onun icin yalniz Tayyip Erdogani elestirmein dogru olmadigini saniyorum ve bundan sonra herkesi daha dikkatli dinleyip okuyacagim. Bugüne kadar Laik vatandaslarimin argümanlarini, yalniz laik olduklari söylekleri ve ondan dolayi kendilerini daha dikkatsiz dinledigim icin hakikaten cok üzgünüm.

Hepinize sevgi be selamlar

Deutsch: Lasst uns niemals wieder soweit kommen, dass der Hass über uns herrscht.. Wir sind alle Mütter, Väter, Söhne und Töchter.. Wir alle stehen wieder vor einer große Prüfung.. Lasst uns zusammen halten.

English: Let's not let it get this far ever again.. That hate rules over us.. We all are mothers, fathers, sons and daughters.. We all are facing yet again another big challenge.. Lets stand together.

Türkçe: Bir daha böyle şeylere müsade etmeyelim, nefrete teslim olmayalı m! Hepimiz bir anne, bir baba, bir kız ve bir oguluz. Şu anda tekrar büyük bir imtihana girmek üzereyiz. Kardeşce el ele tutalım.

Español: No dejemos que llegue asi de lejos otra vez. No dejemos que el odio este por encima de nosotros.. Todos somos Padres, Madres, Hijos e Hijas.. Y estamos enfrentando otra prueba grande.. Tenemos que enfrentar todo juntos

Cuma, Mart 19, 2010

Baston Bastondur- Bastona alışkın milletlere bir öykü....

Bir Baston, hepimizinde bildigi gibi, yalniz engellilerin degil, engelsiz insanlarinda hayat yolunda yürümelerini kolaylastiriran bir alettir. Yani destek olur, derman olur, kolaylik olur ve bir zamandan sonra konusmayi bile ögrendigi sanilip her sorulan soruya birde cevabi icad edilir.

Cok kücük yasta toplumdan bastonla yürümeyi ögrenen insanlarda iki kategoriye ayrilir.. Ilki bu kolayligi simsiki tutar, uyurken bile yataginin yanindan uzaga koymak istemez, bastonunu deli gibi hem sever hemde devamli baston kaybetme korkusundan mahvolur. Eger kaybolursa ben acaba nasil yapayalniz yürürüm düsüncesi onlari ömür boyu bastonuna tamamen yapistirir, tek yapar. Bu yasanan ilginc sado- mazosizm durumu Baston kullanan toplumlarda kimseyi psikolojik bir durum olarak ilgilendirmez, zaten bastondan kaynaklanan bir konu hicbir zaman tartisilan bir konu olamaz, cünkü onunla ilgili her sey normallesir.

Ikinci kategoridekiler bastonsuz yüremek icin bir müddet- daha cok genc yaslarda- bir cabalara, ugrasilara girerler.. Hatte bastondan nefret etmeye baslayip, hayatlarini baston kiricisi olrak gecirmeye karar verirler. Ikinci kategorideki insanlarin binde 998 i esasinda cevap aradiklari ayni, degismeyen sorulari cevapsiz kaldigi icin hayal kirikligina ugrayip, eninde sonunda yorulurlar, sessiz sedasiz tekrar Baston kullanmaya baslarlar.

Digerlerinden bazilari birakin yürümeyi, kosmayi, kendi sorularina bile kendi cevap vermeyi ögrenir, bu yeni görüs seklinden cok hoslanir ve hep kosarak yol aldigi icin, daha cok sakin yerlerde mola yapar. Insan eliyle yapilan Bastonu lügatindan hem alet olarak, hemde düsünelicek bir konu olmaktan ebediyen silmistir.. Arada sirada facebook gibi neseli-üzüntülü yani moda sado- mazosizmi destekleyip, üreten yerlerdede mola verenleri varmis diye duydum, merakla bakarlarmis, acaba kac kisi hala bastonundan fikir aliyor diye...!?

Yasam icin mühim bir sey degil esasinda bu meraki gidermek, fakat kosmaktan haz duyan, kendi kendine haz vermeye alistigi icin, böyle seylerede mola verir, sonra yoluna kosa kosa devam eder. Cok nadir kendisi gibi yolda kosanlarla karsilasirsa, birbirlerine kisaca gülümseyerek kendi yollarina devam ederler. Katiyen gruplasmazlar.. Gruplar Bastonu cok sever diye. Baston bastondur.. Rengide,modelide, yapildigi madde degisse bile.

Tedora-19.03.2009/Paraguay

Cumartesi, Eylül 26, 2009

Bülent Ersoy ve Gülben Ergen Tartışması... Popstar Alaturka

Sanatini cok sevdigim Bülent Ersoyun kendi eliyle kendisini hic yakismayan bir polemige götürmesine üzüldüm. Yillardir disarda yasadigimdan dolayi, Gülben hanimi ve sanatini cok az tanidigim halde, ona büyük bir saygisizligin yapildigi kanaatindayim.

Ben şuyum, sen şusun yada ben senden bilgiliyim, sen benden az biliyorsun falan filan demekle kimse büyümez ve böyle konusmaklada kimse kücültülemez. Diyelimki Gülben Ergen hanim cok yeni ve daha acemi bir sanatci olsaydi bile, ona karsi böyle tavrin cok ayip oldugunu saniyorum. Kimsenin kimseyi baskalarinin önünde kücük düsürmeye hakki yoktur. Ve insanlar birisine yardim edip ömür boyuda hatirlatirsa, o yardimin kalitesi inmis olur. Bülent Ersoyun Gülben Ergene söyledigi sözleri ben cok ayipladim ve kendisine yakistiramadim.

Saniyorumki, eger adini bu seviyede hatirlatmak istiyorsa, Bülent Ersoyun Popstar Alaturkadan sonra piyasalardan gururla cekilmesinin zamani geldi.. Yoksa, gittikce o büyük alin terleriyle halkin kalbinde aldigi yerden zorla indirilir ve yazik olur.. Meyva olunca düsermis, Bülent haniminda yavas yavas bunu bilmesi lazim. Zeki Müren bey tam dogrusunu yapti ve beklenmedik bir anda geri cekildi.

Gülben hanim herseye ragmen gayet saygili davrandi ve söylediklerinde cok hakli. Herseyden önce kendine olan saygisindan dolayi bu yersiz sözleri kabullenemez, kendine bir cocuk muamelesi ettiremezdi Ben Gülben hanimin davranisini cok begendim ve kendisini bu gösterdigi disiplin icin kutlarim. Disiplinli insanlarin serveti diger servetlerden daha cok göze batar. Ve Bilmis insan biliyorum diye devamli hatirlatirsa,karsisindakileri biktirir ve bildiklerinden sogutur. .. Insallah Gülben hanim bu olaydan sonra Popstar Alaturkadan geri cekilmez. Eger o giderse, yüzde yüz Ebru Gündes hanim geri gelir. Benim icimden bir his diyorki, Gülben Ergenin Popstardan ayrilmasini ve Ebru Gündesin gelmesini isteyenler var.. Bakalim önümüzdeki haftalar orada kim oturacak. !?

Herseyin bir tadi ve lezzeti vardir, konusmanin ve kendini anlatmaninda lezzetli olmasi icin biraz dikkat edip dozunu kacirtmamak lazimdir.

Ayrica Armagan Caglayan beyin babasini topraga verdigi üzüntülü gününde hala ben A Class sanatciyim, sen B Class demek ve bizi imtihan etsinler görelim kim daha cok biliyor gibi sacmaliklar cok yersizdi. Daha bir kac saat önce dünyanin gecici oldugunu tekrar gören bir kisinin böyle bir günde daha mütavazi olmasi gerekirdi. El acip dua etmekle degil, insanlara kalpden gülüp anlayis göstermenin daha sevap oldugunu saniyorum.

Almancada bir atasötü derki:

Konusmak gümüş, susmak altindir..

keske Bülent Ersoy bunlari biraz ciddiye alsada, bir daha böyle utandirici bir duruma düsmese. Bazi yaslanmak istemeyen insanlar yaslandikca daha bir tavra girip bulunduklari iyi pozisyonu elleriyle kötülestirir ve sevenlerini kendinden soguturlar.

Mevlana'ninda bu konuda cok güzel bir ögütü var:



„Her Dil, Gönlün Perdesidir. Perde Kımıldadı Mı, Sırlara Ulaşılır.“







Salı, Eylül 22, 2009

22.09.2009- Euro, Dollarda yinemi ayni strateji?- Dollar alip, beklemenin yine tam zamani!

Euro yükseliyor fakat bu Euro Ülkelerine faydalimi? Tabiiki hayir!

Eger imkaniniz var ve bir kac ay sabredebilirseniz, alabildiginiz kadar Dollar alin. 05.11.2007 dede Dollar cok düstügünde bir rüya görüp ayni seyi almanca sayfamda yazmistim.. Müsterilerimden cogu o zaman Dollar alip, sonra satinca güzel kazanclar yaptilar. Dollar tekrar yükselecek ve sizde bundan faydalanip paranizi cogaltabilirsiniz. Euro cok yüksek, cünkü USA nin Ortadogu planlari icin acele ve cok paraya ve bu dolaydan gayet tabiiki exporta ihtiyaci var. Dollar yükselir yükselmez Barack Obama Euro Kullanan ülkelere bu arkadasca davranmalirina tesekkür eder. Tabiki bu tesekkür kamuoyunun önünde degil yalniz iki yada dört fakat en fazla 24 göz arasinda olur.. Sizde bu sansinizi kacirmayin..

Bol sanslar!

Almanca Orijinal yorumum

Pazartesi, Eylül 21, 2009

Şeker Bayramınız kutlu olsun‎. Tedora'nin Bayram dilegi.

Eger insanlarin yalniz iki rejim arasinda secme haklari kalirsa, kendine en az zarari olanini ve en degerli hakki olmasi gereken hürriyetini koruyani secer..

Onun icin ben Türk ordusuna evet ve iyiki varsiniz sayin Basbug ve askerlerimiz diyorum..

Türkiye sarikli, cübbeli olmayacak! Atatürkün gelecek nesillere miras biraktigi uygarlik hediyesini anlayan her bir türk, cumhuriyet ve hürriyetin tarihten silinmesini katiyen kabul edemez.

Demokratiyi cübbe, sarik, yapma ve polemik dincilikle sulandiranlar; "asker sunu yapti, bunu yapti" diyerek, suclari yalniz askere yüklemeye calisiyorlar. Eger bazi yalniz kendini cikarini gören güya politikacilar uygarlik yolundan ayrilmasalardi askerin vazifesi yalniz -eger lüzum olursa- ülkeyi korumak olurdu... Anayasa bunu böyle belgelemisti.

Benim bu bayramda bir hayalim oldu: Keske bir alaaddinin lambasindan bir cin bana sorsa, ne dilegin var diyede bende desemki...



Türk halkina yardim et.. Sakin ha, yiyecek, icecek, ilac, para ve is vererek degil.. Bir anda herkes okuma yazma ögrensin, kendi okuyup, karar verebilsinki, bütün dertlerini kendisi cözebilsin.. Okuma yazma bilmeyenler cahillikten ve dilencilikten kurtulsun..

Şeker Bayramınız kutlu olsun‎...

Tedora

Cuma, Eylül 18, 2009

Cem Garipoglu, Hayyam Garipoglu, Süreyya Karabulut ve Cemil Baran

Cem Geripoglunun yakalanmasindan bir kac saat önce yazdiklarim hemen hemen dogrulandi, Cem bulundu. Daha öncedede yazdiklarima dikkat edilirse, Baba ve anne Garipoglundan daha cok, amcasi Hayyam Garipoglu benim rüyalarim ve meditasyonlarimda cikmisti. Tabiiki bazi yazmadigim hislerim oldugu halde onlara dayanan gizemli cümleler kurmustum. Bazilarini ilerde acikliyacagim, daha cok erken, Cünkü cinayetin en kisa yoldan cözülmesinin 100% istendiginden daha emin degilim.

Bugünkü meditasyonumda Cemil Baran ve Süreyya Karabulutu gördüm. Ikiside kucaklasmis, dertlesiyor ve cocuklar gibi agliyorlardi. Bir asfalt yolun kenarinda, özel bir arabaya yaslanmis oturuyorlardi. Uzaktan gärünen suyun bir denizmi yoksa gölmü oldugunu bilemiyorum. Süreyya beyin üstünde cizgili bir pijama, Cemil Baranin üstünde siyah bir pantalonla kirmizi bir gömlek vardi. Arabanin kapisinda Fevzipasa acil servisi yaziyordu. Icler acisi bu görüntü benide cok hislendirdi ve aglatti.. Bu meditasyondan elde ettigim hislerimi simdi sizlerle paylasmak istiyorum.

Cemil Baran kamuoyuna anlatilanlardan daha cok detaylar biliyor ve söyledikleri katiyen hayal ürünü degil. Hayyam Garipoglu bütün önemli bilgileri bilen merkez kisi, ayni zamanda cok hirsli, cok kuvvetli ve yolunun sonuna kadar nasil olursa olsun ulasan bir sahsiyeti var.

Cemil Baran cok korkuyor ve korkusu uydurma degil, ciddi bir sorun. Bu ise para icin girmis ve bu kadar karisacagini hic beklememis. Safligindan kaynaklanan ve kendisi daha basarili insanlarlada güresebilecek durumda bir kisi sanip, büyük hata yapmis. Simdi hayat korkusu icinde, kontrolsuz aciklamalari ile adeta kamuoyuna yalvariyor, beni koruyun diye.

Anne Karabulutun fakat daha cok baba Karabulutun ve Cemil Baranin cok dikkatli olmalari ve kendilerini iyi korumalari lazim. Eger Karabulut ailesindeki fertler azalir ve susmak mecburiyetinde kalirlarsa, Cem Garipoglu konusu bir kac ay boyunca yogun telasli ve gayet planlanmis bir kamuoyu tiyatrosuna cevrilir ve yavas yavas unutturulur. 11190910 21:21 O.S.E

Link: 16.09.2009 Münevver Karabulut cinayeti ve Cem Garipoglu

Link: 07.09.2009 Münevver Karabulut cinayeti ve esas sebebi..!?

Link: 03.09.2009 Süreyya Karabulut'a Haksizlik ediliyor.. Günah oluyor..

Link: 19.07.2009 Yakinda Cem Garipoğlu Yakalandi" diye haberler okunacak.

Link: 11.06.2009 Münevver Karabulut, Cem ve amcasi Hayyam Garipoğlu- Meditasyon

Link: 01.05.2009 Cem Garipoğlu ve Mehmet Nida Garipoğlu - Rüya

Çarşamba, Eylül 16, 2009

Münevver Karabulut cinayeti ve Cem Garipoglu

Münevver Karabulut cinayeti zanlisi Cem Garipoglunun bulunmasi, Cinayetin üzerinde gezen karabulutlari dagitmiyacak. Eylül ayin icinde Cem Garipoglunun bulunmasi insanlari ne kadar sevindirse bile, cinayet hakkinda dahada cok karisiklirlar getirecek, yeni sorular ortaya atacak. Yakinda atilacak sevinc cigliklari kisa süre sonra tekrar üzüntüye yer verecek. 9- 9- 18- 17:17

Pazartesi, Eylül 07, 2009

Türkiye anayasasinda çözülemiyen Türban zorluğu- Yorum

Hepimiz türkiye cumhuriyeti anayasa kanunlarinca resmi yerlerde dini giyimlerin yasak oldugunu biliyoruz. Laik rejim taraflilarinin rahatsiz olduklari bu durum hakkindaki düsündükleri fakat tatmin edici bir cevabi olmayan sorular dan bazilari söyle;

1- Madem yasak, nasil olurda Çankaya Köşkünde hala kanuna dayanarak türban yasaklanamiyor?

2- Mesela gurur duydugumuz sayin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya nasil bu duruma karsi verimli adimlar atamiyor ve devamli aksatiliyor?.

Cevabi esasinda cok kolay ve mantikli;

Su anda büyük konu olan Türbanin 60 larda Şulebas türbani olarak tanitilan Şule Yüksel Şenlerin bir bulusu oldugunu bilenlerin sayisi gittikce cogaliyor.. Yanibu ayni zamand bizim simdi tanidigimiz türbanin daha cok yeni bir bulus oldugudur. Atatürkün ögütleri arasinda Sapka, Atki, Kravat vs. gibi modern giysilerin yasak olmadigi bizzat kanitlanir. Diyelimki Hayrünnisa Gülün Türbanida resmi yerlerde anayasanin yasak giyimleri üzerinden yasaklanmak istenir.. Saniyorumki bu imkansiz olur.. Cünkü bu akillica daha 60lardan beri insanlara basörtü yerine yavas yavas büyük kampanyalarla sunulan türbanin arkasindaki fikir, bu belli kanunlara dokunmadan onlari hice saymak icin en kolay yoldu..

Eger dikkatli bakarsak, su anda Çankaya Köşkünde gündeme giren ve resmi olarak takilan Türbani ne islam simgesi olarak, nede yasak giyim olarak cumhuriyetin kurulusunda kimse tanimazdi.. Bilinmeyen ve daha olmayan bir seyin yasak edilmesi tabiiki mümkün degil. Büyük Atatürkümüz cok seyi önceden sezip önceden onlara fren yerlestirmiski, bize en büyük hediyesi cumhuriyet rahat rahat büyüsün diye. Fakat böyle zik zakli bir yoldan dinciligin geri getirilmesi onun bile aklindan gecmemiski...Zaten bizlerin tekrar geriye gidecegine inanmis olsa, bize o kadar güvenmeseydi, cumhuriyet gibi bir degeri biza layik görmezdi.

Saniyorumki, bu hakikat hem laik cumhuriyetin kurallarini koruyanlarla bu kurallari ezenler arasinda cözülmesi en zor konu.. Hayrünnisa hanim türbanini herzaman benim özel moda zevkim diyerekte koruyabilir ve yasaklari hic saydirir.. Hakimlerimizin kanunen ona karsi gelebileceklerini sanmiyorum, cünkü Şulebas Türbani ayni Hermes Örtüleri gibi bir marka, bir moda trendi olarak anayasada ismiyle gecen bir konu olamazdiki... Adeta, bilerek sanki kanunlari gecersiz yapmak icin icad edilmis bir yeni moda bas baglayisi... Askerimizin ve Yargimizin kaldigi bu zor durum, benim anlayasima göre türkiye yasalarini alay edercesine ve Atatürk Laik ögütlerini gülünç bir duruma düsürmek icin seneler önce cok dikkatle hazirlanmis sistematik, uzun strajeli bir politika Projesi..

Keske su türban ve kara carsaf gibi anayasada belirli bir sekilde YASAK olan giysiler ayri ayri konular olarak gündeme girse, herhalde kanunlari kullanmak daha kolay olur.. Insanlar elma ile armutu karistirirlarsa sonunda yalniz komposto çikar.. Politika kompostosuda yalniz Türbana bakarken kara çarsaflari, sarik, cübbeleri çogaltir ve kontrolü elden alir. 19.09.2007 de almanca yazmistim: Türkiyeye türban yalniz basina gelmiyecek.. Cübbe, sarik, Karacarsafida yaninda getirir diye ve... aynen öyle oldu!.

Ben Türbanin manasinin ne oldugunu anladiktan sonra artik kendi kendime baska sorular soruyorum.. Cevap ariyorum..

1- Neden eski hükümetlerin ve belediyelerinin Şule Yüksel Şenlerin sehir sehir gezip, Türbani din konularina deginerek tanitmasini bilakis desteklediklerine..

2- Genel kurmayimizin ve askerimizin ozamanlar niye bizzat hanimlari kapatan bir tanitma kampanyasini pek hesaba almadiklarina.
.
3- En gec Emine Erdogan hanimin 1977 sularinda Şule Yüksel Şenlerle bir toplantida tanistigi simdiki basbakanimizla hem evlenip hemde önce bu yeni moda Türbani taktigini gördükten sonra, Laik Türkiyeyi koruyanlarin bu konuyla daha cok ilgilenmediklerine...

şaşırıyorum ve hala anlayamiyorum.

Münevver Karabulut cinayeti ve esas sebebi..!?

Münevver Cemin ismini cagirarak ve kolundaki koskoca bir saate baka baka biraz yokus bir dar yoldan asagiya dogru kosuyordu. Üstünde koyu yesil cok zarif bir elbise vardi. Saclari piril piril parliyordu. Ayakkabi giymemis, yalin ayak kosuyordu. Cem hayatim üzülme, sen üzüldükce bende daha cok kahroluyorum diye.. Beraberligimiz bitti fakat askimizi bitiremediler.. Üzülme, üzülme diye hickira hickira agliyordu. Münevver cok cok güzel görünüyordu.. Cemi görmedim, fakat hissettim. Iki eliyle sanki agriyan kafasini tutuyor gibi idi. Anne ve babasi yine ne his olarak, nede baska türlü rüyamda idiler.. Amcasi Hayyam Garipoglunu bir ara hissetim, sanki Münevveri duyuyormus onun arkasindan kosuyormus gibiydi.

Elimden geldigi kadar, rüyamin yorumunuda yapacagim.. Benim bu rüya ile ilgili özel hislerim sudur.. Fakat rüyalarin duru görüslerdede oldugu gibi gibi yorumlanmasi hicte kolay olmaz.. Rüyadaki sembollerin manasi daha cok sonradan anlanir.. Yinede ben bu konudaki hislerimi yazacagim.


Münevver Karabulutun cinayetinin esas manasi Cem Garipoglunu ordadan kaldirmakti. Cem Garipoglu normal namuslu bir insanin aklinin eremiyecegi bir sekilde kullanildi, gelecegi yok edildi. Yalniz hesaplar beklenildigi gibi olumlu cikmadi ve sonunda hem Cem'i bitirecek hemde onu bitirmek isteyenlerin hayatlarini dahada cok bitirecek. Dikkatle bakilirsa, tarihtede hep aile arasinda ise gelmeyenler bir yoldan oradan kaldirildi. Cem cok genc oldugu halde, cok ciddiye alindigi icin bu üzücü ve insanlik disi olaylara karistirildi.

En son rüyamda Cem ve Münevveri hala öbür rüyalarimdada gördügüm gibi, birbirini cok seven iki genc olarak gördüm. Münevver Cem'in haline cok üzülüyordu. Cem'in Münevveri ciddi sevdiginden eminim. Bu rüya bu yüzden beni en cok üzen rüya oldu.. Iki genc insani kendi pis planlarinin gerceklesmesi icin acimadan kullanip ayiranlar. malesef hala tükenmemis. Ilk rüyamdada Cem'i korkusuz görmüstüm, ondan sonraki rüyamdaki korkusuda hic polis korkusuna benzemiyordu.

Para insanlari belki bir yerlere kadar getirir fakat paranin acmadigi yollarda vardir. Iste Münevver Karabulut cinayetin sonu öyle cikmaz bir yola geldiki, ne para acar nede sanilan kuvvetler.

Münevver cinayetinin ne satanik nede herhangi bir baska dini ayinle hic bir ilgisi olmadigindan eminim ve Münevverin aci sonunun bazi fantazi teorilere destek versin diye kullanilmasini ben cok ayipliyorum.


Bunu ilk yorumumda siir gibi yazmistim.. O siirde meditasyonumdan plansiz ve hazirlanmadan sanki bana yazdirildi... Yalniz siirdeki bazi kelimeleri Münevver Cinayeti hukuk yoluyla aydinlanmadan önce websayfama yazmamayi daha uygun bulmustum. 9- 9- 18- 17:17



Münevver karabulut Cinayeti
Önümüzdeki haftalarda-ne-olacak

Perşembe, Eylül 03, 2009

Süreyya Karabulut'a Haksizlik ediliyor.. Günah oluyor..

Münevver Karabulutun babasi Süreyya Karabulut türkiyede sanki türkiyenin konusulacak tek sorunu o imis gibi kullaniliyor.. Herkes ona kizarken, baskalari sevinerek islerine devam ediyorlar..

Süreyya Karabulut "Beni intihara sürüklüyorlardı.." diyor ve cok hakli!

Insanlar onun acisini ne cabuk unutup onu sanki bu olayin tek suclusu gibi hemen hemen bir meydanda hep beraber bir yüzüne tükürmedikleri kaldi..

AYIP! Bu hemen hemen cildiran adam bir insan ve kizini kaybetti.. Para durumu daha kuvvetli olarlarla onlarin usaklari tarafindan güzel bir senaryoyla bu hale getirildi ve tuzaga düsürüldü..

Uyan türkiye, kapatma gözünü.. yanlis insani sucluyorsunuz! Kimse artik sucluyla ve cinayetle ilgilenmiyor.. Yaziklar olsun, gözü olupda görmeyenlere.. Hepsi bu zavalli vatandasa sanki seriat kanunlarinda serbest olan taslama gibi acisina aci katiyorlar.. Yaziklar olsun seyredipte seslerini kisanlara! Yaziklar olsun seriati yavas yavas kabul edenlere!

Politika simgesi olan Türbandan, sariklar, sakallardan sonra, yavas yavas seriatada alisildi.. Lanet olsun insanim diyen fakat insanliktan hergün biraz daha uzaklasanlara..

Cok kisiler ayni Süreyya Karabulutun dedigi gibi, onu kendi cikarlari icin kullaniyor.. Yalniz Garipoglu ailesi degil, cinayetle ilgisi olmayan fakat bunu bir firsat olarak gören ve seriati bile seven kalpsiz insanlara..

Bu zavalli ve imkansizliktan kivrilan babanin acisinin ahi kimsede kalmiyacak..

Roma imperatorlugunun son yillarindada insanlari aslanlara yedirmekten ve aci cekenleri seyretmekten hoslanirlardi. Romalilar artik tam bir dejenere olmus insanlardi ve sonunda hakettikleri gibi yok oldular. Süreyya Karabulutun su andaki durumuda bana bunu hatirlatiyor..

Not: Cem ve Cemle neler oldugu ortaya cikacak.. Fakat.. yinede tam yikilan ve dagilan yalniz Süreyya Karabulut ailesi olacak. Insallah Süreyya bey acidan kizinin arkasindan gitmek istemez.. Yalniz o yasarsa bu islere biraz aydinlik gelir ve münevverin hatirasindaki ve insanlarin bilerek attigi lekeler azalir.

Çarşamba, Eylül 02, 2009

Atatürk yasasaydi, bizim Internetteki üzülmemize ve bu halimize ne derdi?

Sayin Vatandaslarim..

Bende cok sayidaki vatandaslarim gibi websayfalarima, bloglarima resimler, videolar yerlestirip üzüntülerimi bildirmek istiyorum. Fakat, biraz önce resim ve videolara bakarken aklima bir sey geldi ve sizlere bildirmek istedim. Acaba Atamiz simdi yasasaydi, bizlere ne derdi, ne nasihat verirdi diye düsündüm?

- Internette, Facebookta vesairede bana hasretinizi, sevginizi yazmaya saatlerce, aylarca yillarca devam edin ve bu arada memleket elden gitsinmi derdi, yoksa ne bu sizin haliniz, cumhuriyet, hürriyet böylemi korunur benim onurlu milletim diye gülümseyerek bizi utandirirmiydi?

Biz sizin gibi yalniz toplanip yazsaydik, fotograflar, videolar arasaydik, onlari birbirimize gösterseydik, kendi kendimizi alkislasaydik.. Simdi ne buralarda olurduk, nede türkiye cumhuriyetini kurabilirdik ve simdi hala arapca harfler kullanip, kim oldugumuzu bile unutmus olurduk... eglenerek, oynayarak vatan kurtarilmaz, sayin milletim... buna yalniz hepberaber zaman harcamak denir!-

Ne diyorsunuz, Atatürk bir günlügüne geri gelebilseydi bize böylemi konusurdu acaba?

Hepinize sevgi ve selamlar

Tedora
---------------------------------

Demokrati ile yönetilen bir ülkede Millet isverendir..

Not: Demokratinin kurallari vardir. Millet yalniz rey verip, tamam isim bitti demez. Demokrati ayni zamanda bir sorumluluktur. Eger milletler bu rey haklarini bilerek kullanirlarsa, demokrati icinde kralliga yol acilmaz.. Demokrati demek, millet kimi isterse secer, devlet islericýle görevlendirir demektir.. Cok SIK YANLIS secerce, alirlar haklarini elinden ve sesini sustururlar.

Demokrati ile yöneteilen bir Ülkenin Cumhurbaskanida dahil bütün Devlet memurlari Millete hizmet etmeleri icin secilen insanlardir. Demokrati ile yönetilen bir ülkede Millet isverendir.. Prusya krali büyük Friedrich II. zamaninda Bakanlara aylik bile verilmezdi. Cünkü bakanlik bir fahri görev gibi, maddi ihtiyaci olmayana devredilen onurlu bir isti.

Mustafa Kemal Atatürk- Son Vals hatiralari

Sevgili okurlarim.. Yazacagim o kadar cok sey varki, hangisini yazmanin zorlugunu cekiyorum.. Türkiye o kadar karistiki, benim yillar önce daha cok almanca ve birazda türkce yazdigim, türkiyenin gelecegiyle cekindigim yorumlar hergün sanki bir kabus gibi fakat hakikat oluyor..

Atamizin hatirasina bu son eglendigi gecenin videosunu sizlerle paylasmak istedim.. Onu hatirlamak en güzel yorumdur.. Zaten o herseyi önceden sezip bize aktarmis.. Onu dinlemek yeterde artar bile.

Birde Ingiliz Kralinin serefine Istanbulda verdigi ziyafette, elindeki tabaklari yere düsüren türk garsonu hakkinda söyledigi bana büyük bir güc verdi.. Atamiz İngiliz Kralı VIII. Edward'a durumu gururla söyle anlatmis...


"Bu Millete her seyi öğrettim, fakat Uşaklığı öğretemedim"



Hepinize sevgi ve selamlar, Türkiyemizin mahvedilmesine izin vermiyelim.. Atamizin kemikleri sizliyor.

Tedora
--------------------------------------------------------
Atatürk'ün son katıldığı balo, önce vals, sonra zeybek dansi




Pazar, Temmuz 19, 2009

Önümüzdeki Haftalarda ne olacak? Temmuz 2009 ve sonrasi

Cem Garipoğlu: Sonunda yakalanacak. Yakinda "Cem Garipoğlu Yakalandi" diye haberler okunacak. Münevver Karabulut cinayeti artik mazide bir aci haber kalacak. 26-709084

Elisabeth Taylor: Arkadasi Michael Jackson'in hayata veda etmesine alisamayacak ve yakinda üzüntü veren haberlere girecek. Üzüntü insanlarin en büyük hayat problemidir. Üzülen insanlar hayatin güzelliklerini göremezler ve hayat yerine ölümde rahatlik ararlar.25915

Türkiye: Bu sene icinde üstünde büyük büyük kara bulutlarin ardindan bembeyaz bulutlar görüyorum. En büyük mansetlerle verilecek bir kötü haber hem üzecek hemde sevindirecek. Birazda rahatlik getirecek. Bu haberde türkiyenin bir cok taninmis insaninin dünyaya veda ettigini gördüm.15559

Hüseyin Üzmez: ömrünü hapishanede gecirmiyecek. Fakat serbest birakilmasida artik gittikce zorlasti. Onun icin tek yolun onun hayata veda etmesinde ve bu utandirici durumun böyle bitmesine karar verildigini önsezgilerimde hissettim. Kaza yada intihar gibi gösterilecek fakat o hakikat degil.

Abdullah Öcalan: 30.10.2007 almanca yazdigim gibi serbest birakilacak. O günler gittikce yaklasiyor.

Türkiye: Agustos- eylül aylarinda bilinmemis sekillerde intihar edenlerin sayisi bütün türkiyeyi ürkütecek.

Bülent Ersoy, Orhan Gencebay ve Ebru Gündes: Sihhatlerine sene sonuna kadar dahada titiz dikkat etmezlerse hastaneye kaldirabilirler.2491011

-------------------------------------------

BASF ve Siemens borsada aniden yükselicekler!

Perşembe, Haziran 11, 2009

Münevver Karabulut, Cem ve amcasi Hayyam Garipoğlu- Meditasyon

Dünkü meditasyonumda Cem ile Münevveri yanyana gördüm. Münevver Cem‘e sevgi dolu bakiyordu. Cem aniden bir sey duymus gibi arkasina döndü ve odaya giren kisiye korkarak bakti. Cem Münevverin önüne gecip onu korumak ister gibi kollarini acti. Münevver saskin saskin bakip, ne var Cem, niye korktun diye sordu.

Iceri giren insan gülerek Cem*e bakti. Bir ara sonra Münevveri kanlar icinde gördüm. Cem Münevveri kucaklayip aglamaya basladi. Gülen insanida yerde oturmus bir halde gördüm. Basi öne düsük, duvara dayanmis bir durumdaydi.. Agzindan kan geliyordu. Alninda bir ya sifir yada O harfi vardi.

Bir anda ortalik karardi ve Cem oldugunu sandigim bir insani yalniz bir ortamda gördüm. Hala korkudan titriyordu. O karanlik yer bana sanki bir mezarmis gibi geldi.. Sanki icinde nefes bile alincak hava yoktu. Kendimi bogulur gibi hissettim. Cem icinde kapali ve korkarak oraya kapamnis bir insan gibiydi. Ayni rüyamdada gördügüm gibi biraz kilolu oldugu halde, sihhatli görünmüyordu. Mezar gibi olan yer yüksek bir yerdeydi.. Bir ucurumun kenarina her an düsecek gibi konulmustu.

Oraya kapatilmadan önce isminide S ve E harfleri olan bir insandan para karsiligi yardim görmüs fakat o yardimin faydasi olmamis oldugunuda hissettim. O anda kilise can seslerini andiran sesler duydum.

Cemin annesine ve babasina meditasyonumda ilesemedim, sanki ortalikta yokmus gibiydiler.Yalniz bir ara amcasi Hayyam Garipoğlu'nu iki kisiyle beraber o mezar gbi yerin önünde gördüm. Telasli telasli ucurumdan asagi bakiyorlardi. Yanindaki insanlarin birisinin gözünden cok korktugunu gördüm. Yuvarlak yüzlü, alni acik, kumral sacli, biraz toplu, orta boylu bir kisi. Üstünde iyi oturmayan bir takim elbise vardi.

Bu meditasyonum beni cok düsündürdü. Bu cinayetin senaryosunun bütün okudugumuz haberlerden tamamen degisik oldugundan eminim. Ilerde ögrenince cokta sasiracagimizada inaniyorum.

Münevveri bir an icin Cem'e kizgin hissetmedim.. Tam tersiydi, onun icin sevgisi hic eksilmemis ve hala vardi.

Benim özel his ve yorumumu buraya yazamiyorum, cünkü his ve özel yorumlar insanlara zarar verebilirler ve yalniz hukuk belgeli suclu ve sucsuz diyebilir. Bundan dolayi benim gibi spiritüel kisilerin biraz daha dikkatli olmasi lazimki, insanlar kanunlar ispat etmeden önce suclanmasinlar diye.

Cuma, Mayıs 01, 2009

Cem Garipoğlu ve Mehmet Nida Garipoğlu - Rüya

Türkiyeyi üzen bu olay benide çok etkiledi ve dün bir Rüya gördüm.

Cem Garipoğlu rüyamda yeni bir insan olarak hayatını korkusuz yaşiyordu. Yüz ve vücut şekli değişik ve gazetelerdeki gördüğümüz resimlerine hiç benzemiyordu. Daha kiloluydu.

Kendisiyle rüyamda almancayla karışık türkçe konuştum. Bir lokantada içli köfte yiyordu. Bana nasıl güzel olmuşmuyum diye sordu. Çok rahat ve hiçte korkan bir insana benzemiyordu.

Gün gelir sabah olur, güneş yeniden açar
Karlar erir elma düşer kuş öter
para pula refahliğa son verilir
beş bin deveyle yola çıkar
kervan durur arar çölde su yerini
saat durur rasgele yollar biter
görünen binada ezan okunmaz çan çalar
çirkinlige tabiata rakip paraya kafa sallayanlar
dinlemezler hiç ermişleri rehber şahsiyetler yol gösterenler
adalet hepsine nasip olur en geç bir kış gününde parada aydınlatmaz
####################################
beşbin ışık getirir dört kişi karanlığa gömülür, üçü ispat eder, ikisi arkalarından ağlar, biri gittikten sonra

Çarşamba, Nisan 29, 2009

Benim görüşümle Türkiyenin hakiki durumu ve benim yorumlarım

Ah benim güzel Türkiyem, seni Atalarımız bize ne Kumar ne Tavla oynayarak nede başkalarına yalvararak, para sadakalarıyla vatan yaptılar. Içim yanıyor seni görünce, sanki Boğazın Hasta Adamı tekrar hortladı, sanki ikinci kez tekrar can çekiyor ve utancın verdiği acıdan haykırıyor. Lanet olsun bana bu günleri tekrar gösterenlere diye.

Tarihte koskoca harflerle bır nasihat yazar.. Eğer bir ülkeyi işgal etmek istersen o ülkenin ya belini şavasla kır kıpırdıyamasın yada ona bol bol Borç para ver, faizini ödeyemez duruma gelince bir borç daha ver fakat yalnız faizine ucu ucuna yetsin, borcu hiç bitmesin. O zaman o ülkenin esas tapusu yüzde yüz senin demektir. Borç parayla efendi oldum sanan milletlerin hepsi eninde sonunda köle olurlar.. Yalniz alnının teriyle elde edilen maddi servet rahatlık getirir. Gerisi faso fisodur. Gelir geçer fakat katiyen kalmaz. Bir gün gelir uçar gider bır kuş gibi...Rüyalar biter! Hürriyet yazarı Rahmi Turanda bu konuda kısa, mantıkli ve delilli bir yazı yazmış. Bu satırlari okuyanların herhalde son senelerdeki güya gelişmelere daha başka gözle bakip ve düşünmeye başlayacağından eminim.

Inanma sana arkadaşınım diyenlere.. Sor kalbine, niye acaba diye.. Bak etrafına, benim onlara cazip daha neyim kaldı acaba diye.. Eminimki cevabını sen kendin zaten vereceksin. Kimse seni senden iyi bilemezki...

Bak Fırat, Yeşilırmağına: Arabistanın hayatı senin elinde sayılır, Su yaşam demektir..Bunu küçücük çocuklar bile biliyor artık.

Bak Ovalarına, eskiden çiçek dolu çayırlarına: O güzelim geniş ovalarında kurulan havalimalarından kalkan uçaklar, park eden tankerler, bekleyen askerler en çabuk yoldan bütün yakın doğuya ileşebilirler.Işte açlık çeke çeke bunları bile unuttuk mıllet olarak. Affet bizi!

Bak yerin altında uyuyan Madenlerine: onların değerlerini unuttunmu yoksa? Vallahi unutmuşsun gibime geliyor, çok sessizsin çünki.

Bak Dağlarına, ormanlarına: Dağlar sanki yalnız bir taş yığını, Ormanların bir küçük ve insan eliyle yapmacık belediye parkindan farksiz oldu. Nerede benım o yemyeşil Türkiyem? Mıllet nefes bile alacak hava arıyor artık. Havada sanki zehir var, insanlar nefes almaya korkuyorlar..

Bak Göllerine: O Balık dolu, kuşların hersene ziyaret ettiği güzel göllerin, aynı türk halkının gözyaşları gibi ağlaya ağlaya kurudu gitti. Yazık oldu..

Bak Kürt asıllı sadık vatandaşlarına:
Onları yalnız bırakma sakın, onlarda türkiye için çanakkalede kan döktü, türkiye cumhurıyetini imkan etti. Lütfen sahip ol o değerli ve senin her adım toprağını seven kürt asıllı çocuklarına.. Ayırtma kimseye onlari, ayıp ve çok günah oluyor.

Bak Yahudi asıllı vatandaşlarına: Onların Türkiye sevgisini yerlere vurdurma. aldirma ellerinden. Onlarda senin çocuklarin, orada doğdular, orada büyüdüler, orada ömürlerini geçirmek isterler.. Onlarda Türkiyeli, aynı bunu unutan öbür çocuklarin gibi. Nasıl geldik bu günlere? Lütfen anlat bana....

Bak ermeni asıllı vatandaşlarina: Türkiye tabiiki onlarinda türkiyesi. Çoğu hayatlarinda bir kere bile ermenistanı görmüş değiller, onlarin vatani türkiye onların vatanı sensin!..Baska yeri ne bilirler, ne tanirlar, nede oralarda yaşamak isterler. Neden onlarin ayri görülmesine müsade ediyorsun, senin kalbinde hepsine yer var, sen hani geniş kalpliydin?

Bak bir geri ve Sulukuleyi hatırla: Türkiyede bir sembol olmuş Sulukuleyi ve aşağılanarak çingene denilen orada doğan, büyüyen çocuklarını. Onların o hayat sevgisini, dedelerininö ninelerinin hatıralarını ayaklar altına alıp, yıktılar yuvalarını, sildiler mazilerini.. Müsade etme bir daha böyle kalpsizliğe. Yakişmiyor senin gibi eskilerden beri değisik kültürler, barındıran Türkiyeye. Seni o yüzyıllardır dünyaya ibret olan geniş gönüllülüğünde güzel ve düne kadar büyük saygı duyulan bir türkiye yapti.

Bak Türkiye Milletine: Nasil ağliyor, nasil kandırılıyorlar çaresizlikten. Onlara sahip çık, yıkatma beyinlerini bir öğünlük sac kebabına. Ertesi gün tekrar aç kalacaklarını bile bile kabul ettirme bu ezginliği onlara. Uyandır onları, al kucağina, saçlarını okşa ve ben sizi unutmadım de. Çok çaresız kaldılar, çok yalnızlar..Yakışmıyor bu ezginlik Türkiye Milletıne!.

Bak şanlı Askerine: Seni Türkiye yapan ve hala şerefıyle ve damarındakı kanıyla koruyan askerinin onurunu nasil çiğniyorlar.. Müsade etme bu hakaretlere... Silkın Türkiyem, silkinde nasil silkinirsen silkin artık, depremmi yaparsın, şimşekmi çakarsın, dolumu yağdırırsın, ne yaparsan yap yalnız bir şey yapta son ver bu çöküşe..

Bak aydinlarina:Onlar hala ağlaya ağlaya seni anlatıyorlar. Dinleyen çok az fakat sana olan aşkları bir kişi duyarsada değer diye devam ettiriyor. Onlari koru Türkiyem, çok yalnız kaldılar ve azaldılar.

..............................................................................................................................................................

Ülkeler bir kendilerine ilginç bir başka ülkeyi ele geçirmek isterlerse oradakılerden bir kaçiını zengin eder, hükümetın mühim yerlerinde güçlenmelerine yardım ederki ilerde emrimde olsunlar istediklerini yapsınler diye. O yeni zenginlerde durumu günden güne zorlaşan halka masal anlatır, gelecekler vaad ederler ve onun için her çabayı vereceklerinı söylerler. Bu arada kendilerinin bir eli balda öbür eli yagda olur.. Bu dünyanın en eskı memleketleri ışgal etme şekli olduğu halde hemen hemen her seferinde başarıyla uygulanır!

Gururunuzu, şerefinizi satıp kendinızle alay etmelerine müsade etmeyin. Çocuklarınızın geleceğiyle oynamayın, en az o iki eli devamlı dua eden durmadan allah büyüktür diyenlere güvenin.. Onların allahı yalnız para olur, allah onlar için yalnız bir amaç, bır anahtardır. Öyle olmasa nasıl diğer insanlar açken, minnacık çocuklar soğukta üşürken rahat ve lüks icinde o güzel hayatlarini sürdürebilirler.Vıcdanlarına nasıl sindirirler bunları?

Bir ülke Türkiye gibi tabitattan zengin bir ülkeye kredi verirse ne olur? Banka hesabındaa su kadar kredi transferin,n edildiğini gösterir.. O para elle tutulacak bir para degildir, yalniz hesapta yazar, yani havadir.. O krediyi zaten ondan ya bir sey alman icin yada bir uzmanlık, danışmanlık yapabileceği bır şey icin verir, yani, sana verdigi parayi tekrar kendi alir, sende yalniz borc kalir. Galata köprüsünün borcu bittimi sorusunun cevabını bilen yada araştıran benim ne demek istediğimi anlar. İşte dişardan hediye imiş gibi gösterilen, kolay verilenö problemleri bitırecek denilen kredilerin manasi budur. Yani bır mılleti borca sokmak onun kuvvetinı azaltmak kısaca halkı köle yapmaktır..

Sevinme boşa sevinirsin yazık olur, deme sakın bak hükümet ne akıllı, yine para getiriyorlar, para bulmuşlar diye.. Kork, ben daha çok satıldım şimdi daha çok köleyim diye. Sor kendine madem çok akıllıları seçtık niye biz hala borç alıyoruz borca muhtacızda başkaları borç verebılecek durumda diye. Kork, sevinme üzül çok üzül bu duruma ve düşünmeye başla. Sor bir kendi kendine insanlar ne zamandan beri zavallı olduklarına sevinırler diye.


AKP sanki bir kendisi birde tek baska bir Parti var gibi tavırlara giriyor öbürlerini hesaba bile almıyor. Öbürleride hala bu durumu anlamıyor,farketmıyor ve hala birbirlerıyle kavga ediyorlar.. Bu durumda AKP daha akıllı, fakat Atatürk Türkiyesine faydalarının olacağını sanmiyorum.. Gittıkçe daha çok bir Kraliyet gibı devleti yönetiyorlar gibime geliyor.Hıç cumhurıyetle bağdaşmasının imkanı olmayan şatafatlar beni şahsen rahatsız edıyor. Halbuki bir beraber olsalar ve kendilerinden önce türkiyeyi düşünselerde olabilir. Hatte yalniz öbür partiler aralarında anlaşsa AKP daha çok zor oy alir ve muhalefetle konuşmak yapma zorunda kalir. Herkes ayri türkü söylüyor, millet kulaklarini tıkamış, artik hiç türkü dinlemek istemiyor ve hiç olmazda akşam yemeğini çikarmak icin birine tamam diyor, reyini verip Allah kerim inşallah bu günlerde geçer diyerek hayaller kuruyor. .. Derlerya iki kişi kavga, üçüncüsü bayram eder.. Türkiyenin partilerinin durumunu aynen böyle görüyorum.. Hepsi kavga ederken AKP Allahu ekber dıyerek yola devamda.

Asker gerçi görüyor bütün bu batakliğa götüren durumlari fakat eline yabanci ülkeler kredi kelepçesi takildiği için pek hareket edemiyor.

Yazık oluyor Türkiyeye, hepimizin Türkiyesine, Atalarımızın kanlarını akıtarak ödeyıp aldıkları Cumhurıyet ılacıyla iyileştirip bizlere hediye ettiklerı BOĞAZIN HASTA ADAMINA!

AYIP oluyor Atatürkün kurduğu partiyi, CHP yi böyle bir durumda görmek utanç veririyor. CHP kendi gururunu değil, Türkiyeyi düşünmeye başlamaya geç bile kaldı. Üzüntü verici bir Türkiye ve Partiler Kavgası Türkiyeyi batıracak. Inşallah bir mucize olur.

Cuma, Nisan 24, 2009

Karagözle Hacivat 2009 un Türkiyesine ne der?

Hacivat:
-Türkiye ne yaman ülke be kardesim, kadinlarinin basini kapar, adaletin gözünü acar, salvar giydirir.. anla anlayabilirsen.

Karagöz:
Senin baska derdin yokmu? Türkiye elden gidiyor, sen hala Türbanla ugrasiyorsun.

Çarşamba, Nisan 22, 2009

Dün Rüyamda 127 Kanlar icinde insan gördüm

127 kisiyi birden önümde kanlar icinde yerlerde dagilmis ve öldürülmüs olarak gördüm. Yüksek bir Binanin etrafinda dagilmislardi. Tam 127 kisi bir sabotaj sonrasi hayatlarini vermislerdi.. Türk bayragi siyaz üstüne beyaz ayyildizla türk haritasinin üstünde dalgalaniyordu.. Bayragin diregi Izmirdeydi ve alt köseside dalamani gösteriyordu.. Antalya, Hatay, Konya,Isparta, Denizli ve Urfa haritada yoktu.

İki tane Falci Fıkrası

Bir müslüman Hoca Falcıya gitmis:


Amerikada, yani kendi ağzından gavuristanda yasayan çok meshur bir üfürükçü ve müslüman din adamı bir gün falcıya gitmiş:

Sayın hocam sizin öldüğünüz gün türkiyede tam bir bayram gününe denk gelecek..

Hoca sormus: "ne bayramı, kurbanmı, şekermi, hangi bayramda?"

Falcida "Siz hangi gün ölürseniz ölün beyefendi, o gün Türkiyede bayram olacak" demiş..
==================================================================================

Türkiye Cumhurbaşkanı ve Başbakanı 2009 belediye seçimlerinden sonra eşleriyle beraber ailece bir falcı ya gitmişler ve sormuşlar:

Türkiyenin geleceiğinde daha neler olacak, biz tüm milleri ilerde allahin çatısinın yani gökyüzünün altında toplayabilecekmiyiz?

Falcı fincana bakmış, bakmış, allah allah bu nasıl ilginç bir fal demiş ve başlamış konuşmaya

Vallahi sokaklarda çılgın gibi dans eden, sevinçten haykıran, birbirini kucaklayan insan yoğunluğu görüyorum.. Bana çok mühim bir şey kutluyorlar gibi geldi, çok büyük bir sevinç bütün türkiye 9 dan 99una kadar birleşmiş, sevinçten hopluyorlar, zıplıyorlar ve durmadan el sallıyorlar.. Hepside bir şarkı söylüyor gibi görünüyor.. bağira bağira bir ağizdan.. Birde damla damla yağmurda uçan bir keklik görünüyor, onun yanındada müzik notasına benzer bir şey var.

"Gördünmü Abdullah, demedimmi bir gün hepsi bize el salliyacak diye, geldik yolun sonuna gardaş" demiş Başbakan...

Tam Cumhurbaşkani sırıtarak gülümseye başlayıp, hanımlarda ellerini açıp şükür allah bize bu günleride göstereceksin diye dua edecekken, Falcı derki..

Herhalde siz beni yanlış anladınız, onlar sizi uğurlamanın mutluluğu içindeler ve sevinçten el sallıyorlar.. Bir daha dönmemek üzere gitmenize, kalmanıza değil..sizlerin falda hepinizin sırtınızı gördüm, onların söyledigi şarkılardan gittikçe uzaklaşıyor, kaçıyor gibisiniz..

===============================================================================

2009-2010 senelerinin Üzüntü ve sevinc getirecegi ünlüler

Seda Sayan hanimin bu sene konusmalarina cok dikkat etmesi lazim.. 2009 senesi Seda hanimin parasini cogaltacak fakat manevi beklemedigi üzüntüleri getierecek.. 2010 ve 2008 Seda Sayani ayri ayri yerlerde olacaklar.. Isiklarin söndügü yerde parlaklik gecer.. Altinlar, gümüsler ve en degerli pirlantantalar sanki kaybolur, günesin her aksam battigi gibi biranda karanliga yutulurlar.

Diger 2009-2010 yillarinda üzüntülü isimler.

Ajda Pekkan

Orhan Gencebay

Adnan Senses

Hüsnü Senlendirici
(aniden ve cok korkutan üzüntü)

Muhterem Nur

Sezen Aksu

Ebdu Gündes

Ibrahim Tatlises

Seda Sayan

Gülben Ergen


Sevincli anlar yasayacaklar:

Ibrahim Tatlises ve Asena savas baltalarini gömecekler.

Sacit Aslanla Esra Ceyhan eski arkadasliklarina geri dönecekler.

Selma Ergec merdivenleri tirmandiracak bir teklif alacak(benim sahsen cok begendigim bor sanatkar)

Hadise Eurovision Song Contest 2009 da norvece hayagi zorlu dakikalar yasatacak fakat birinci olamayacak, yalniz ilk 5e girecek fakat düm düm tek sarkisiyla yinede hit listelerini fethedecek, ismini disardada duyuracak.

Deniz Seki aniden serbesrt birakilacak

Cumartesi, Nisan 18, 2009

Avrupa Para Birligi sarsilacak, bazi ülkeler kendi paralarina geri dönecek. Euro ülkeleri azalacak.

Bazi Avrupa ülkeleri Krizden kurtulmanin yolunu Euro'dan ayrilmada görecek. Ben ilk Italyanin Avrupa Para birliginden cikmasini ve kendi parasina dönmesini bekliyorum.

Bu sene Euro ve Dolar biraz kolkola girecek. Sene sonuna dogru dolar düsecek. 2010 da Euro dolardan daha belirli yüksekte oldugu halde pek faydasi görülmeyecek. Export azalinca bazi AB ülkeleri Euro hakkindaki görüslerini yenilemek mecburiyetinde kalacaklar.

Petrol ve Dogalgaz ucuzlayacak. Zengin arap ülkeleri Petrolde fiat düsürmeyi cok lazim görecekler cünkü bu kriz onlarada öyle beklenmedik zararlar getirdiki diger ülkelere petrolle bile artik baski yapamiyacaklar. Zengin araplar bati ülkelerindeki mal ve mülklerini satisa cikaracaklar. Bu durum bazi bati ülkeleri vatandaslarini cok sevindirecek, cünkü araplarin o kadar cok mülk sahibi olmasi cok kisileri rahatsiz etmeye baslamisti.

Isvicre bankalarina azalan güven tekrar artacak ve cok sayida yabancilar isvicreyi mekan olarak secip, paralarini oraya götürecek.

Nakit para tutmayin. Gümüs alin, altin pahali fakat yinede nakit paradan iyi. Paranizi simdilik bankalara yatirmamaya calisin. Eger fazla paraniz varsa 1/3 Altin, 2/3 Gümüs alin. Fakat Banka kagidi olarak degil, Külce olarak kasanizda bekletin. Ben gümüsün önümüzdeki yillarda bir yeni teknolojiye cok miktarda lazim olacagini ve bir rüyamin bu iddiami destekledigini 24. Ocak.2008 de almanca sitemde yazmistim.

Daha öncede, 5. Ekim.2007 de Euro ve Dolarin hemen hemen 1=1:60 oldugu an websayfamda herkese Dolarin yakinda yükselecegini onun icin alabildikleri kadar Dolar almalari nasihatini vermistim. Bu isaretide bir meditasyonumda almistim, almanca sayfamda yazdigim gibi. Senelerdir beni taniyan ve benim önhislerimi devamli izleyen avrupali müsterilerimden bazilari Dolar aldilar ve kazandilar. Mart 2008 de UBS Hisseleri alin diye cok yakin tanidigim müsterilerime haber verdim ve üc hafta sonra kazancla sattilar. Sattiktan sonra UBS düstü ve bugünki haline geldi.

Rüyamda bir Cölün ortasinda gümüsten bir dag görmüstüm. Günesin altinda piril piril parliyordu fakat cokta sicakti. Insan elini sürse yakardi. Ben gümüsün önümüzdeki yillarda birden pahalanmasini bekliyorum. Yukardada dedigim gibi, yeni bir cevre isitma teknolojisinde kullanilacagini bekledigim icin. Gümüs gecen sene birden ucuzladi.. Saniyorumki bazi insanlar yada kurumlar ucuz fiyata satin alabilsin diye..

BORSA

Konut, Arsa

Altin(Külce ve Para(En garanti: Krügerrand ve Vreneli)

Gümüs(Külce)

Deutsche Bank

Unilever

UBS ve HBSC(Sabirli ve sinirleri cok saglam olanlara)

Tuz (Mesela Kali&Salz)

Volkswagen

Isvicre Frangi

Türkiyede eger imkaniniz varsa Dogan Grubu Hisseleri alin, sabirla bekleyin.



ASYA:

Çin krizden beklendiginden cok darbe alacak ve ben bunun baslandigi andan itibaren böyle olmasinin bilaki istendigini tahmin ediyorum. Senelerdir Cine hemen hemen hediye olarak verilen Teknoloji transfer ve Know How Çini simdi tekrar bakarsak mahvetti. Bir süre parladilar ve simdi sönecekler. Çin halki malesef eskisi gibi azinliga alismis bir millet olmaktan ciktigi icin, Çin hükümeti Krizden cok zarar alacak.

Kriz avrupa ve Amerikada daha cok kontrol altina getirelecek fakat asya uzun zaman kendini toparliyamiyacak.

2012 den sonra Ticaret dünyasi yeni seklini almis, dünyada Zengin ve Fakir arasindaki eskisinden dahada belirli Çatlak hem büyümüs hemde yerlesmis sayilacak yani kabullenecek. Yeni sekiller, yeni düsünceler ve yeni yollar. Fakir insanlarin fakirligi büyüyüp, haklari kücülecek. Insanlar gittikce gerci hala nefes alan, yaralanabilen ve ölebilen yaratik oldugu halde robotlasacak. Üc nesil sonra kimse bu yeni sekilleri acaip bulmayacak.

Arada sirada Blogumu lütfen tekrar ziyaret edin. Ben zaman zaman yeni Hislerimi yazip, sizlere sunacagim.

Simdi bekli aranizda soranlar olur. " kusura bakmayin hanimefendi fakat...madem sen öyle cok hislis ve önhislerine güveniyorsun, niye hala zengin olmadin?"diye..

Cevabim su: Benim gibi insanlar katiyen zengin olamazlar, cünkü hisleri kuvvetli insanlar cok zenginlikle ugrasamazlar.. Spiritüel hayat yasaminin verdigi gücler yalniz kendisi icin ugrasanlardan ucup gider. Tabiat böyle uygun bulmus. Ben seneler önce birara degisik düsündüm ve daha fazla maddiyetle ugrastim.. fakat önhislerim azaldi, hemen hemen hic kalmadi..Yalniz onlar degil benim ruhumun rahatligida gitti. Bunu cok yakindan yasadigim ve bildigim icin artik kendimi öyle yormuyorum. Yalniz tabiatin bana verdigi bu hediyeye sevinip onu oldugu ve geldigi gibi kabul ediyorum..

Bütün okurlarima sevgi, saygi ve mutluluklar dilerim.

Dün gece Rüyamda Anitkabiri gördüm.

inanin hüngür hüngür agliyarak uyandim. Insallah Atatürkümüzün Anitkabirine kimse elini kaldirmaz. Icime cok fena bir korku geldi.

Cuma, Nisan 17, 2009

Türkiye, ya bir mucize olacak yada Izlanda gibi iflas edecek!

Malesef öyle.. Insallah mucize olurda o günleri görmeyiz..

Iflas eden bir ülkenin halkina yasam korkusu ve duadan baska bütün aydinlatan yollar kapanir. Eger bir mucize olursa hic olmazsa gelecege güven insanlari mutlu eder, kuvvet verir, problemlerini cözecek yollara götürür!

Simdiki günlerde edilen duanin faydasi bu kabusu bitirmek olursa türkiye yakin gelecekte yabanci ülkelerin saygi gösterdigi bir ülke olarak cuk diye daha yakisan yerini alir.

Ben mucizeye inandigim icin simdiden türkiyenin aydinlik günlerine seviniyor ve bütün vatandaslarima gecmis olsun diyecegim günün gittikce yaklastigina inaniyorum.

Nasrettin hocanin dedigi gibi bir gün Yorgan gitmis, Kavga bitmis olacak. Apacik servis edilen haksizliklara simdi korkudan seslerini yükseltmiyenler utanctan bütün aynalarini kiracak. Cok ayna kirilacak fakat, insallah bu sefer herkes demokrasinin ne oldugunu ve degerini daha iyi anlayacak.. En gec 2009lardan sonra benim söylediklerimin yavas yavas hakikat olacagindan kimsenin süphesi kalmiyacak. Ve sonunda ne güzel kaval caliyor denilen Cobanin koyunlari yavas yavas sürüyü, cobanda kaval calmayi birakacak..

Ergenekon Treni son durağa geldimi? Lütfen herkes insin..

Evet sayin okurlarim. Sandigim kadar Ergenekon Masal Treni sondurağina ulasti. Ne mutlu, ben binmemisdim, icinde degildim diyene..

Bakanlarimiz kendi dertlerinde ve acaba ben kalirmiyim diye diye Ergenekonsuzda üzüntüden hasta olacaklar..


Cumhurbaskani ve Basbakan sanki Türkan Saylan diye bir kimse yokmus gibi hala kendi dertlerinde Politika oynuyorlar gibi bir ima birakiyorlar.. Nerede Hayrünnisa Hanim? Nerede o bir siir dinlerken gözyaslarini tutamiyan Emine hanim? 1. ve 2. Ladylerimiz Türkan Saylana hakaret eden gazeteleri hala okumadilar ve o konuda bir sey duymadilarmi?
Ben bile okudum ve üzüntüden, bu yüzde yüz rüyadir sandim..

Degilmis, bunlar türkiyenin hakikatleri olmus.. Yaziklar olsun bu olaylar hakkinda okuyup susanlara ve bu haksizliklari görüp görmemezlikten gelenlere..

Türkan Saylan gibi bir kisiye böyle hakaretler yapilirsa, normal vatandas artik çıt bile diyemez.. Yaziklar olsun demokrasiyi korkudan elden verenlere..

Yarin gencler niye bunlara izin verdiniz, niye kabul ettiniz,niye frenlemediniz diye sorunca ne cevap verilecek? Korktum banada bir leke gelir, benide alirlarmi acaba diyemi? Yaziklar olsun genc vatandaslarimin gelecegini korkudan satanlara!


Neredesiniz sayin Bülent Ersoy?

Neredesiniz Sayin Orhan Gencebay?

Neredesiniz Sayin Armagan Caglayan?

Neredesiniz Sayin Osmantan Erkir?

Neredesiniz Sayin Tarkan?

Neredesiniz Sayin Mustafa Sandal?

Neredesiniz Sayin Seda Sayan?

Neredesiniz Sayin Vatandaslar?

Neredesin Türkiye?

-------------------------------------------------------

Sayin ATATÜRKÜM, sen hic merak etme.. Senin Milletin ve senin bize biraktigin o en degerli serveti koruyan Askerlerimiz allaha sükür ne kör, ne sagir nede sabirsizdir.. Sabirla inceler, dinler ve sonunda HAYIR; Buraya kadardir, oyun bitti der...!?  Hic merak etme Atam, seni unutmayanlar cogunlukta!

Türkiye cumhuriyeti gibi bir cumhuriyeti kuran bir Milletin sabriyla misket oynayanlar hep yanildiklarini anladilar.. Bu hala öyle..Degismedi..

------------------------------------------------------------
Ekleme: 20.Nisan.2009

Bu haberi okuyunca hem hislendim hemde gurur duydum. Var, evet hala bel kemigi dimdik ve sorumlulugunu korkmadan yasayan vatandaslarimiz var!

Ne mutlu ben yalniz bugünki kendi cikarlarimi degil cocuklariminda yarini düsünüyorum diyene!

Ürolog Prof. Dr. Ziya Akçetin gibileri Türkiyenin dünyaya demokrasi konusunun cevabidir.

Prof. Dr. Ziya Akçetin'in Gazetelere verdigi ilan icin bende cok tesekkür ediyorum:

“Yıllar sonra, Nazi baskısına susarak ortak olmuş Alman babalara hesap sorulduğu gibi bana da ‘Baba niye ses çıkarmadın’ dememeniz için ve Türkiye’yi çok sevdiğim için, başta Prof. Dr. Türkan Saylan olmak üzere öğretim üyesi meslektaşlarıma, öğrencilere ve ülkemin aydınlarına hukuk adı altında gerçekleştirilen ve gerçekleştirilecek bütün sindirme operasyonlarına karşı çıkıyorum. Daha önce bu örnek insanlarla yeterince omuz omuza yol alamadığım için de mahcubiyetimi dile getiriyorum."